Kutluata mecliste ne dedi




MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 655 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 28'inci maddesi vesilesiyle söz aldım. Sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun teklifinde noterlik konusunu düzenleyen maddeler var, hâkim ve savcıların aylık gelirleriyle ilgili düzenlemeler var ve nihayet iktidarın esas amacına hizmet eden düzenlemeler var.
Kanun teklifini iki ana bölüme ayırabiliriz. Perdeleme maddeleri ve esas gaye maddeleri. Eğer ayrı ayrı getirilseydi hem noterlerle ilgili düzenleme hem de hâkim ve savcılarımızın gelirlerinin iyileştirilmesiyle ilgili düzenleme gerekli geliştirmeler de yapılarak geçmiş olacaktı. Esas amaç da ciddi tartışmalara konu edilerek belki tahribatın önüne geçmek mümkün olacaktı. Öyle olmadı, yapılması gereken iyileştirme yapılmaması gerekentahribatı gizlemek içinkullanıldı. Biz, MHP olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak noterlikle ilgili düzenlemeye katılıyoruz, hâkim ve savcıların maaş düzenlemesini destekliyoruz. Bu arada, bunun HSYK seçimlerine malzeme yapılmasını kınıyoruz. Aynı zamanda, bariz bir adaletsizliğin giderilmesi için mahkemelerden hapishanelere kadar hizmet gören bütün yardımcı adli personelin faydalanmasını istiyoruz. Danıştay ve Yargıtayın sulandırılarak asılfonksiyonlarını yerine getiremeyecek hâle düşürülmesine çok ciddi itirazlarımız var. Bu düzenlemelerin yolsuzluklardan aklanmamış, adaletin karşısına çıkmamış iktidarın hâkim ve savcıları dağıtma, mahkemeleri baskı altına alma çabalarının devamı olduğunu görüyoruz. Bu çabanın yargının beyni durumundaki HSYK'dan sonra yüksek yargıya kadar ulaştığı ve tekraren devam ettiği görülmektedir.
Danıştayın Galata Port ihalesinde yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine, Sayın Cumhurbaşkanı 24 Kasım tarihinde "Hukuk başka bir şey yasa başka bir şey." diyor. Biz de tam bunu söylüyoruz. Yasalar hukuka uygun olursa ayrı şeyler olmaktan çıkarlar, yasalarla adil bir
68

hukuk düzeni oluşturulmuş olur. Her türlü hukuksuzluğun önünü açan bu yasal düzenlemelerden vazgeçin, yasalarımızı tahrip ederek ülkeyi hukuksuz hâle getirmeyin.
Sayın Cumhurbaşkanı hâkimlerini vatan hainliğiyle itham ettiği Galataport kararını veren mahkemeyi neden hedefine aldı? Cevabını burada görüyoruz. Şimdi, bu yasayla Danıştay da iktidarın akçeli işlerini durduramayacak hâle getiriliyor. Bu durdurma Galataport' la ilgili üçüncü durdurmadır. Sadece bu konuyu bile ele alsanız hukuk sisteminin neden sistematik olarak yozlaştırılıyor olduğunun farkına varırsınız. Birinci durdurma 2005 yılında, ikincisi ise 2009 yılında gerçekleşmişti. Birinci durdurma kararı sırasında zamanın Maliye Bakanı Unakıtan, Galataport'u ödemesi kırk dokuz yıla yayılacak şekilde iş adamı Sami Ofer'e vermiş ve iş adamına bunu verme şekliyle ilgili -görüşmelerin otel odalarında, gece yarısı bakanlıklardan yapılmasından ötürü- büyük tenkitler almıştı. O dönemde dönemin Başbakanı, Ofer'le görüşüp görüşmediği, tanışıp tanışmadığı konusundaki sorulara, gündüz onu tanımadığını, gece bir televizyon programında ise onunla görüştüğünü söylemişti.
Değerli milletvekilleri, bakın, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Galataport ihalesini durduranları ihanetle suçlaması karşısında 2009 yılında "O ihaleyi durduran benim, o durdurma kararını uygulayan benim, Galataport cumhuriyet tarihinin en büyük vurgun, soygun ve imar rantı projesiydi." şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Bildiğiniz gibi, hatırlayacağınız gibi, o tarihten sonra, bu mahkeme kararını uyguladıktan sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde tutunamamıştı. Şimdi, Danıştayın bu hâlde bile bu yasalarla fonksiyonsuz hâle getirilmesi çabası ile Galataport meselesini bile yan yana koysanız iktidarın durumu ortaya çıkıyor.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)


Yorum Gönder

0 Yorumlar