Kobani
Sadece Bir Piyon
Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi
tarafından “Arap Baharı Sonrası Jeopolitik; IŞİD ve
Türkiye” adlı konferans düzenlendi.
Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Kudüs
salonunda gerçekleşen konferansa konuşmacı olarak
Bülent Aras katıldı. İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı, Çatışma
Çözümü ve Arabuluculuk Projesi Koordinatörü, Sabancı Üniversitesi Sanat ve
Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi olan Bülent Aras, 2005-2014 yılları
arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun akademik
danışmanlığını yapmış ve Türk Dış Politikası, Ortadoğu Politikası ve Orta Asya
konularında önde gelen uzmanlardan biridir. Aras, aynı zamanda, Uluslararası
Karadeniz Çalışmaları Merkezi’nin kurucuüyesidir.
Ortadoğu’da son yıllarda yaşanan gelişmelerden
bahseden Aras, “Arap Baharıyla birlikte, Arap ülkelerindeki
ayaklanmaların demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi olduğunu
biliyoruz. Arap Baharı sadece halk ayaklanmalarından oluşan bir süreç değil,
aynı zamanda bu halk ayaklanmalarına karşı yönetimlerin geliştirdiği
tepkilerden oluşuyor” dedi. Arap Baharı
öncesi Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’ın bölgeyi şekillendirebilen aktörler
olduğunu dile getiren Aras, “Türkiye,
İran ve Suudi Arabistan’ın Arap Baharı öncesinde bölgede oyun kurma
kabiliyetleri vardı. Şimdi hiçbirinin tek başına oyun kurma imkânı yok. Burada
akılcı olan, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’ın ortak bir zeminde buluşup sorun
çözme yolunda ilerlemesidir. Bu üç ülkenin ortak hareket etmesi durumunda
uluslararası örgütü de peşinde sürükleyebilecek bir sonuç ortaya çıkabilirler”
şeklinde konuştu.
Kimse,
elini taşın altına sokmak istemiyor
İran’ın Esad’a destek vermesinin nedenlerini anlatan Aras,
“Suriye ile ilgili asıl sorun, ciddi anlamda bölgedeki hiçbir aktörün, elini
taşın altına sokmak istemesidir.Kimse, Suriye’ye askerini göndermek istemiyor.
Sadece İran ve Hizbullah yolluyor, çünkü başka şansları yok. Esad düşerse bir
sonraki hedefin kendileriolacağını düşünüyorlar. İran’ı nükleer enerji
konusunda bu kadar tavize zorlayan durum da budur” ifadelerini kullandı.
Geleneksel Ortadoğu düzeninde ulus ötesi aktörlerin hep var
olduğunu söyleyen Aras, “Daha önceki Ortadoğu düzeninde devlet ötesi aktörlerle
devlet aktörleri birbirine paralel olarak bir arada kalabiliyorlardı. Çünkü bu
aktörlerin çoğu devlet içi aktörlerdi. Ama artık devlet dışı aktörler var. Bu
aktörlerin askeri, siyasi, manevra kabiliyetleri, devletleri geride bırakacak
düzeye ulaştı. Artık sadece ülke içini ve komşu ülkeleri tehdit eden değil,ulusal
sistemin tamamına meydan okuyan yeni devlet dışı aktörler ortaya çıktı. IŞİDbu
aktörlerden biridir” dedi.
IŞİD’inKerkük’üele geçirmemesinin sebebinin bir
stratejiolduğunu dile getiren Aras, “IŞİD’inKerkük’ü alabilecek gücü
var. Hatta Bağdat’ı da alabilecek gücü var. Almamasının sebebi, şu anda
stratejik olarak bunu doğru görmüyor olması. Bağdat’ı alırsa bütün dünyaIŞİD’in
üzerine gelecek. Onun yerine Kobani’de bütün koalisyon güçlerini üzerine çekip
kendisiyle pek alakası olmayan bir yerde, dünyanın ilgilisi üzerine çekip
koskoca coğrafyayı işgal altında tutabildiğini gösteriyor. Kobani güzel bir bir
piyon” dedi.
Aras sözlerine, “IŞİD,Kerkük’ü işgal ettiği zaman, yüzünü
Amerika’ya, Türkiye’ye veya İran’a dönecek. Böyle bir durum da, herkesin kendi
riskiyle ve kabiliyetlerinin ötesinde müdahale etmek zorunda kaldığı yeni bir
dönemibaşlatmış olacak. Şunu söylemeliyimki Ortadoğu’yu daha kötügünler
bekliyor. Çünkü sorun büyük. Aslındabölgedeki büyük güçlerin birlikte hareket
ederek çözülebileceği bir sorun” diyerek son verdi.
0 Yorumlar