İnsan
Farklı Bir Dille Karşılaşınca Ayrıntıları Yakalayabiliyor
Sakarya Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde başlayan
Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumunun ilk oturumu
gerçekleştirildi.
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Yılmaz Daşçıoğlu’nun başkanlığında düzenlenen panele konuşmacı olarak Türk Dil
Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı
Prof. Dr. Hayati Develi ve Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza
Zülfikar katıldı.
TDK Başkanı Prof. Dr. Kaçalin, yabancıların sözlük hazırlama
konusunda Türklerden daha ön plana çıktığını ifade ederek, “Türkler sözlük
yapmaya merak duymamış. Ancak bundan 'Türkler sözlük hazırlamıyor' anlamı
çıkarılmasın. Dikkat ve her bilgiye eşit uzaklıkta bakmak, onlarda merak
uyandırıyor. Arapçanın en iyi sözlüklerini yazanlar da Arap değil. Farsça için
de böyle. İnsan, bir farklılığı başka dille karşılaşınca anlıyor, o zaman
ayrıntıları yakalıyor” diye konuştu.
İlk sözlüklerin ticari ve askeri alanda ihtiyacı karşılamak
amacıyla üretildiğine değinen Kaçalin, günümüzde sözlükçülüğün Türk Dili ve
Edebiyatı alanı içerisinde bir ders olarak bile verilmediğinden yakındı.
Sözlüğün ayrı bir bilim dalı olması gerektiğini ifade eden Kaçalin, “Bu
toplantılar böyle bir ihtiyacın haber vericisi, başlatıcısıdır. Böylece
kanaatler oluşur ve bu kanaatler uygulamaya geçebilir. Sözlükçülük eğitiminin
dört yıllık lisans eğitiminin içerisinde bile yetmeyeceği görülmelidir” diye
konuştu.
Sözlüklerde
eksik olan bilgiler tamamlanmalı
Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Zülfikar,
Türk sözlük yazarlarının geçmişte daima milleti, dili ve kültürü düşünerek
sözlük hazırladığını ifade ederek, ilerleyen yüzyıllarda bunun ihmal edildiğini
ve 1945 yılında yayınlanan Türkçe sözlükte yaklaşık 50 bin kelime bulunduğunu
söyledi. Bunun ardından Türkçe sözlük çalışmalarına büyük ağırlık verildiğini
ve kısıtlı olan bu söz hazinesinin genişletildiğini anlatan Zülfikar, TDK’nın
sözlüğünde eksik olan bilgilerin yeni bilgilerle daha da geliştirilmesi
gerektiğini ifade etti.
Sözlük
Uzmanlığımız Olmalı
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi,
TürkDili ve Türk Edebiyatı bölümlerinin ayrı bölümler olması gerektiğini
vurgulayarak, ancak bu sayede öğrencilerin dil alanında uzman olarak
yetiştirilebileceğini söyledi. Develi, “Eğer bu işin teorisini, batıda olduğu
gibi uygulamasıyla beraber etraflıca öğretemezsek, sözlükçülüğümüz biraz el
yordamıyla gider. Arapçanın niçin bu kadar sözcüğü var. Kuran’ın Arapça olması
nedeniyle Arap olan ya da olmayan insanlar sözcükleri topladılar, bu sayede
mükemmel Arapça sözcükler dünyaya yayıldı. Biz Türkiye olarak sözlükçülüğün
neresindeyiz buna bakmak gerekir. Divan-ı Lügat-it Türk ile çok erken başlayan
sözlükçülük serüvenimiz ciddi bir ara vermiştir. Bu işi yabancılara bırakmadan
kendi sözlüğümüzü hazırlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
0 Yorumlar