Hendek Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü tarafından
Dünya Engelliler Günü kapsamında bir panel düzenledi.
‘Özel Bir Çocuğun Annesi Olmak’ isimli panel, Hendek
Eğitim Fakültesinde gerçekleştirildi. Panele Televizyon Yapımcısı ve
Programcısı Ece Karaboncuk ve Prof. Dr. Esra Macaroğlu katıldı.
Panelin açılışında öğrencilere hitaben konuşan
Hendek Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Karahan, “Geleceğin özel
eğitim kalanındaki öğretmen adaylarısınız. Bugün burada bu özel durumları yaşayan,
hayatının içerisinde olan kişilerle birlikteyiz. Sizlerden ricam kendilerinin
deneyimlerinden oldukça fazla istifade etmeniz. Konuklarımıza, burada oldukları
için,fakültem adına çok teşekkür ediyorum” dedi.
Dünya Engelliler Günü’nün önemini dile getiren
Karaboncuk, “Bugününkendi içerisinde de ayrı bir önemi var. Biz anneler
açısından baktığımız zaman çok daha farklı bir anlamı var. Hepiniz anne veya
baba olacaksınız. Pırıl pırıl çocuklarınız olacak ve onları yetiştireceksiniz.
Bende öyle pırıl pırıl bir çocuğum olsun istedim. Ama bazen ayağımız taşlara
takılabiliyor. Sonra bir gün dönüp bakıyoruz ki, o taşlar çok kıymetli, o
taşlar çok değerli. Her kötü şeyin içinden iyi bir şey çıkarmayı başarıyoruz.
Bu, beni çok heyecanlandıran, çok mutlu eden bir deneyim” sözlerini kullandı.
Kızı Ela’nın özel bir çocuk olduğunu söyleyenKaraboncuk,
“Uzmanlar Ela için belki konuşamayacağını, yabancı bir dil öğrenemeyeceğini
dile getirdiler. Kızımdan önce benim eğitimden almam gerektiğini söylediler.
Uzun bir terapi döneminden geçtim. Ela şimdi 5 yaşında ve ingilizce
konuşabiliyor, Almanca şarkı söyleyebiliyor, arkadaşlarının karşısında
mikrofonunu alıp rahatlıkla şarkı söyleyebiliyor. Ama hala hiç birinizin
yapmayacağı hareketleri de yapabiliyor. Çok farklı bir kız. O yüzden de çok
özel bir çocuk. Özel bir çocuğun annesi olduğum için kendi adıma çok mutluyum”
Ece Karaboncuk’un ardından Prof. Dr. Esra Macaroğlu
konuşma yaptı. Otistik bir kızı olan Macaroğlu, Sakarya Üniversitesi’nin
kendisi içinönemini dile getirdi. Macaroğlu, “ İstanbul’daki görevimden ayrıldığımda
Sakarya’ya gelmiştim. Kızım Aslı, burada bir köy okuluna devam etti. Ben burada
şunu öğrendim; köy insanı, şehir insanından daha farklı, daha anlayışlı. Aslı
hiç konuşamıyordu. Çocuklar bana kızımın bir şeyler dediğiniama
anlayamadıklarını söylüyorlardı. Bu bakış açısı bile çocukların onu
kabullendiğini gösteriyordu. İstanbul’da ise kızımın konuşamadığını söyleyip
onu dışlıyorlardı. Aslı, burada sosyalleşmeye başladı. Hayatımızın en güzel iki
senesini Sakarya’da geçirdik. Kızım rahat etsin, sosyalleşebilsin diye şuan
Sapanca’da oturuyorum” sözlerini kullandı.
Özel bir çocuk ile yaşayarakbirçok şeyi öğreniyoruz
diyen Karaboncuk, “Özel bir çocuğun annesi ve babası olmak çok büyük bir ödül.Sınandığınızı
düşündüğünüz anlardan bir tanesi olduğunu iddia edebilirim. Kızımla başardığım
şeylerin yaşattığı duyguların karşılığı yok.Farklı çocukla yaşamak büyük bir
ödül. Toplumsal algıiçerisinde farklılığın farkında olmamak var. Ben savaşın
burada başlatılması gerektiğini bununda başına gelmiş, yaşamış insanlarla
başlanması gerektiğine inanıyorum. Bana sorarsanız, otizm bir farklılıksa benim
çocuğum farklı” diyerek konuşmasını bitirdi.
0 Yorumlar