Öğrencilerin
1/3’ i Risk Altında
Sakarya Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü öğretim
üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Taylan Sakarya’da ki ortaokul ve lise
öğrencilerinin internet bağımlılığı üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını
açıkladı.
Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
kapsamında desteklenen, yürütücülüğünü Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Taylan’ın,
yardımcılığını İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Metin Işık’ın yaptığı ‘Ortaokul ve Liselerde
İnternet Bağımlılığı’ konulu araştırma, toplam 419 öğrenci ile birebir görüşülerek
hazırlandı.
Ortaokul
öğrencileri daha çok internet bağımlısı
Proje yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Taylan,
araştırma ile ilgili yaptığı açıklamada “Ortaokul ve lise öğrencilerinin yüzde
92’sinin evinde bilgisayarı var. Hatta % 38’inin evinde iki veya üç bilgisayarı
var. Dördün üzerinde evde bilgisayar bulunan hane sayısı % 7 bu ciddi bir
rakam. Hane sayısında internet özelliği olan cihaz sayısına baktığımız zaman
sadece % 9’unda internet özelliği olmayan cihaz yok. İnternet bağımlılığına
bakarsak Sakarya’da ki ortaokul ve lise öğrencilerinin % 4’ü internet bağımlısı
olup % 28’i de risk altındadır” dedi.
İnternette çok fazla vakit geçirmek bağımlılık göstergesi
olmadığını, bağımlılığın tespit edilmesi için testler yapıldığını kaydeden
Taylan, “İş gereği zamanımızın çoğunu internette geçirmek zorunda kalabiliriz.
Dünyada kabul edilmiş bağımlılık testleri var. Biz öğrencilere bu bağımlılık
testlerini uyguladık. Bu testlere bakarsak ortaokulluların liselilere göre daha
fazla bağımlı olduğunu tespit ettik. Nedeni;
internet her geçen gün daha fazla büyümektedir ve daha da çok kişiye
ulaşmaktadır. Her yeni nesil, internet bağımlılığına maruz kalma riski taşımaktadır.
Örneğin üniversite öğrencileri de lise öğrencilerine göre daha az bağımlıdır.
Çünkü üniversite öğrencileri, lise öğrencilerine göre daha geç tanışmışlardır.
Ortaokul öğrencileri liseye geldikleri zaman da belki hala bağımlılıkları devam
edecektir. İnternet bağımlılığının
ortaokullarda liselilere göre niye daha fazla sorusunun cevabı internet çağının
tam göbeğinde ve sosyal ilişkilerin tamamen internet üzerinden oluştuğunu
öğrenerek dünyaya gelmeleridir” ifadelerini kullandı.
İnternet bağımlısı kız ve erkeklerin ayı oranda,
fakat bağımlılık riskinin erkeklerde daha fazla olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç.
Dr. Taylan, “Erkek öğrenciler, kız öğrenciler göre daha çok ev dışında
bulunmakta fakat yine de erkek öğrenciler daha çok internet bağımlısı. İnternet
sadece evde kullanılmıyor. Her evde internet özelliğine sahip mobil cihaz var.
Dolayısıyla herkesin ev dışında da kullanabileceği internet olanakları var.
Bununda göstergelerinden bir tanesi sokağa çıktığımız zaman insanların
ellerinde mobil cihazlarla dolaşmaları ve toplu taşıma alanlarında
birbirleriyle konuşmak yerine cep telefonlarına gömülerek internette vakit
geçirmeleridir. Genel olarak hem lise hem ortaokul öğrencilerinde geleneksel
kitle iletişim araçları hem de yeni olan bilgi ve iletişim teknolojileri
kullanımı çok fazla ve gündelik yaşamalarında boş zamanlarının önemli oranını
medya kullanımı kapsamaktadır. Ders çalışmak, kitap okumak, sosyal ilişkiler
geliştirmeye ne yazık ki vakit kalmamaktadır” diye konuştu.
Gençler
en çok sosyal medyayı kullanıyor
Öğrencilerin internet kullanımında en çok sosyal
medyayı takip ettiklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Taylan, “Türkiye sosyal medya
kullanımında dünya birincisi. İnternet kullanımında ilk beş ülkenden biriyiz.
Yaptığımız araştırma sonucu öğrenciler internette okumaktan daha çok, görsele
ve dinlemeye dayalı medyayı tercih ediyor. Bir öğrenci günde ortalama üç saatini
internet kullanımı ve yaklaşık iki buçuk saatini de televizyon izleme ile
geçiriyor. Gazete ve dergi okuma oranları çok düşük. Gazete okumakla televizyon
izlemek arasında çok büyük fark var. Gençler gazete ve dergi okumaktan ziyade,
daha çok izlemeye ve görsele dayalı medyayı kullanmaktadır. Günümüzde insanlar artık
okuma ihtiyacını internette kısa süreliğine bakarak gideriyorlar. İngiltere’de
yapılan bir araştırmaya göre bireylerin Google ve Wikipedia’dansonra
kütüphanelere gidip uzun uzun bir şeyler yapmak veya okumaktan sıkılmaya
başladıklarını, ortalama okuma süresinin düştüğü belirlenmiştir. Artık on hanenin
sekizinde internet var” dedi.
İnternet kullanımında ödev ve eğitim amaçlı
verilerin taranmasının öğrenciler tarafından düşük olduğuna dikkat çeken Yrd.
Doç. Dr. Taylan, “Yaptığımız araştırmada öğrencilerin büyük çoğunluğu günde
ortalama 3 saat internet kullanıyor. Bu süre içinde de bir şeyler okumak yada
araştırmak yerine,daha çok sosyal medya, dizi film izleme, müzik dinleme ve
sohbet amaçlı internet kullanıyorlar” diye konuştu.
Öğrencilerin daha çok Facebook’u kullandığını
söyleyen Yrd. Doç. Dr. Taylan, “Dünyada yapılan araştırmalara bakıldığı zaman
twitter kullanan kişiler facebook kullanıcılarına göre daha eğitimli ve
entelektüel. Kendilerini daha rahat ifade eden kesimler twitter kullanıyor.
Facebook daha çok kendi görselini yayınlatmak, beğeni almak ve başkalarının gönderilerini
paylaşmaya yönelik kullanılıyor. Hatta bunun bir nevi narsizme neden olduğunu
da söyleyebiliriz. Birçok psikolog artık günümüze ben çağı diyor” dedi.
Kimlik
bulma çabası
Ortaokul öğrencilerinin sosyal medyayı daha çok
kullandıklarını ve bir öğrencinin birden fazla sosyal medya hesabı olduğunu
belirten Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Taylan, “Ortaokul öğrencilerinin % 8’inde
dörtten fazla sosyal medya hesabı var. Bu oran liselerde % 2. Ergenliğe adım
atmaya hazırlanan ortaokul öğrencileri, var olan kimliklerinden daha farklı
kimlikleri merak etmekte ve dünyaya farklı pencerelerden bakmayı
denemektedirler. Böylece öğrenciler farklı sosyal medya hesapları ile kimlik
bulma çabası içindeler diyebiliriz” diye konuştu.
Medya
okuryazarlığı eğitimi zorunlu olmalı
Öğrencilerin uzun zamanlı internet kullanımının en
temel zararının sosyal ilişki kurma biçimlerinin değiştiğini vurgulayan Yrd.
Doç. Dr. Taylan, “Öğrenciler artık sosyal ilişkiler kurmak yerine sanal
ilişkiler kurulmaya başladı. İnternet bağımlısı öğrencilerin de ders çalışma,
kitap okuma, ev dışında oyun oynama, gündelik rutin işleri ve sorumlulukları
yerine getirme, aile ve okul arkadaşlarıyla ilişkileri azaldı. Fiziki
zararlarına baktığımız zaman öğrencilerin yemek yemekten kesilme, uykusuz kalma,
göz kuruluğu, hareketsizlik, sırt ve boyun ağrıları gözlemleniyor” şeklinde
konuştu.
İnternet bağımlılığı konusunda gerek ortaokullarda
gerek liselerde öğrencilere eğitici seminerler ve farkındalık oluşturmak amaçlı
çalışmalar yapılması ihtiyaç olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Tayan, daha
önemli olanın internet kullanımın zararları hakkında ailelere yönelik
çalışmalar yapılması ve öğrencilere özellikle ortaokuldan itibaren medya okuryazarlığı
dersinin kapsamı daha da genişletilerek zorunlu ders olması gerektiğini
söyledi.
0 Yorumlar